Genel Af Yılan Hikayesine Dönmeye Başladı

İlk olarak mahkum ve yakınları için MHP'nin AF hakkında yaptığı çıkışlar tüm "Kader Mahkumları" için bir umut oldu. Kader mahkumları'nın aileleri ve yakınları talihsizlik kurbanı olan onbinlerce kişi için AKP'nin 16 yıllık iktidarı süresince hiç bir şekilde dillendirmediği Af konusunu MHP ise gündeminden düşürmedi. Ancak şu sıralarda MHP kanadında da bir cayma algısı oluştu. Neden mi?

Genel Af Yılan Hikayesine Dönmeye Başladı

Şöyle bir bakalım, Af konuşulmaya başladığı anda "Ok Yaydan" çıktı demektir. bu çünkü onbinlerce hatta yüzbinlerce kişiyi ilgilendiren bir konu. 160 bin kişiyi etkilediğini düşündüğünüzde. İstemeyrek veya çeşitli sebeplerle aslında cezaevine düşmek istemeyen bunca "Kader Mahkumu" bir çok nedenle ve çaresizlikten dolayı bir anlık gaflet ile bir suç işlemiş ve özgürlüğü elinden alınmıştır. Bu özgürlüğün elinden alınması bir ders niteliğinde olmalı ve topluma geri kazandırılması için devletin bu konuda çalışma yapması gerekir. 

Şimdi söylemlere bir bakalım;

1. Son olarak Sayın Devlet Bahçeli mahkum yakınları ile biraraya geldiğinde, bir mahkum yakınının kendisine "Cumhur İttifakı sırasında kendilerine Cumhurbaşkanı için oy verdiğini ve desteklediğini dile getirdi. Bu aslında yani siz söylediniz size güvenerek inanarak buna vesile olduk" demek için güzel bir şey söylemeye çalıştı. Ancak Sayın Devlet Bahçeli burada çok anlamsız bir çıkış yaparak "İster ve İster verme bu seçim için yapılan veya oy için yapılan bir şey değil, bu memleket meselesi dedi. buraya kadar herşey normal. ardından "Bunu bir daha söylerseniz yasayı geri çekerim" şeklinde bir söylemde bulundu. 

Eğer bu memleket meselesi ise, eğer bu af onbinlerce yüzbinlerce kişiyi ilgilendiriyor ise, eğer bu denli önemli olduğunu düşündüğünüz için bir yasa tasarısı hazırlayarak adalet komisyonuna sunduysanız 1 tek kişinin "Biz bunun için oyverdik" demesi ile bunca şeyi nasıl heba etmek ile tehtit edebilirsiniz? gayri ihtiyari düşünüyor ve soruyorum. Yazık değil mi onca insana verdiğiniz umuda, o insanların kalbine ektiğiniz fidana, bunca insanın ailesine, çocuğuna, kardeşine veya anne babasına yazık değil mi? Bunu hiç düşünmeden memleket meselesini bir insanın güzel bir şey söylerken sizin siyasi algınızı hesap edemeden konuşmuş olmasına nasıl bağlayabiliyorsunuz?

Gerek ıslah evlerinde gerekse cezaevlerinde af bekleyen onbinlerce kişi, gerekli şartlarda ıslah edildiğinde topluma kazandırılabilir. Ancak ülkemiz cezaevleri bu şartlar için yeterli ıslah düzeyine sahip değil. Hangi cezaevi olursa olsun şartların ağır olması bir kenara, ıslah edilebilirliği konusunda bile yeterli kriterler henüz sağlanamamıştır. Bir kişinin cezaevine girdiğinde en ağır şartlarda hayatını orada idame ettirmesi onu daha çok kamçılıyor ve belkide hayata karşı daha fazla küstürerek çaresizliğe itiyor olabilir. Psikolojik analiz yapmıyoruz burada ancak özgürlüğün alınması kolay bir şey olmadığı gibi elbette geri verilmesi de o kadar kolay değil. 

2. Sürekli olarak AKP'den gelen tepki bizim af konusundaki duruşumuz belli şeklinde. Peki AKP'li millet vekili ve bakanlar ile yapılan görüşmelerde sürekli olarak neden görüş ayrılıkları hususu üzerinde duruluyor. Adalet komisyonu ve Sayın Bakanımız seçime kadar meclise gelmiş olacak diyor. Ardından Sayın Numan Kurtulmuş seçimden sonraya kalabilir diyor. Bu ne perhiz ne lahana turşusu?

Neden böyle söylüyorum? Ya insanlar her an af çıkacak bir sabah uyandığımızda Annemiz, babamız veya kardeşimiz, abimiz yakın akrabamız eve geri dönecek diye beklerken resmen siyasi oyuncak ettiniz bir tasarıyı. Nasıl bir tasarıymış ki bu kadar yazılması aylar alıyor, nasıl bir tasarı ki onca akademisyen, onca adalet adamı bu tasarı için veya düzenleme için aylarca çalışıyor. Acaba bu aylarca yapılan çalışma için ayrıca bir "Ödenek" mi tahsis ediliyor? Ne kadar uzatırsak o kadar çok alırız diye mi düşünülüyor anlamadım. Öyle ki; bizim "Adalet"ten anladığımız Adalet'in gecikmemesi değil mi? "Geç Kalmış Adalet, Adalet Değildir". Egemenliğimiz kayıtsız şartsız bizim değil mi? "Bu milletin içerisinde gerçekten suçsuz yere yargılanmış, suçsuz yere özgürlüğü ellerinden alınmış binlerce, onbinlerce kişi yok mu?" 

FETÖ, PKK ve diğer kanı bozuklar için kimse adalet peşinde değil. Kimse de bunları kapsayan bir adaleti asla cezasız bırakmaz halk ve millet olarak. O nedenle hiç kimsenin adalet çağrısı ve talebi bunların çerçevesinde dönmüyor" Burada gerçek "Kader Mahkumu" gerçek "Mağdur" ve gerçek "Adalet"ten bahsediyoruz. Hangi koşulda olursa olsun, ülke ciddi bir ekonomik darboğazdan geçiyor. Bu ekonomik darboğaz bu aile ve diğer bir çok aileyi zor durumda bırakıyor. Burada insanların hangi suçları yeniden işleyebileceğini değil, hangi suçların "Affedilmesi" gerektiği konusu var. Basit ve devlete karşı işlenmiş suçlar kapsama alınacak. Adam evrakta sahtecilik yapmış, güveni kötüye kullanmış, emniyeti suistimal etmş vs vs bu uzayıp gidiyor. Bunlar basit ve adi suçlar sınıfında. İnsana fili olarak zarar vermemiş kişiler. Bari bir yerden başlayında yeterki başlayın. 

Dün biriyle konuştum, konuştuğum kişinin hikayesini duyunca gerçek veya yalan bilemem ama buradan kısaca paylaşayım bu yazının sebebi de bu kişi aslında. Şimdi Baba'sı Fransa'dan Türkiye'ye geliyor, geldiğinde bir şirket ile anlaşma yapıyor bir makine ihraç edecek, ismi lazım olmayan bir firmasan. Türkiye'de anlaşıyor firma ile makineyi alırız diyor firma. Bir talep mektubu yazıyor ve gönderiyor buna buda firmaya direk alıcıyı vermemek için kendi şirketini araya koyuyor Türkiye'de ve makinei talep ediyor Fransa'dan ürün teslimi ödeme %30 peşin geri kalan ürün tesliminde. Fransa'dan ürün geliyor bu kişiler makineyi alıyor sonra onlarda bir başkasına teslim edeceklerini ve parayı yarın hesaplarına yatıracağını söyleyerek bunu gönderiyorlar. Ardından ortadan kayboluyorlar, ne makine var neden makinenin parasından ödenmesi gereken %70 lik rakam var ortada. Gitmeden önce zaman kazanmak için whatsapp üzerinden bir dekont gönderiyorlar. ha bu gün ha yarın yatacak diye beklerken hesabına bir şey gelmiyor. Bunları aramaya başlıyor ama bulamıyor tam 8 ay arıyor. Bu 8 ayın içerisinde hakkında dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma, uluslararası bazı suç kavramların Fransız firmanın avukatları tarafından suç duyurusuyla dava açılıyor.  Şu anda bu kişi cezaevinde, 11,14 ve 22 yaşlarında çocukları var. 22 yaşındaki oğlu bunu anlatırken ağlıyor babam karıncayı bile incitmez abi diye. Bi hal çaresi bulsak biz dayanamıyoruz artık, elegüne mahçup olduk, insan içine çıkamıyoruz anlatamıyoruz kimseye diyorlar. Burada aileler yaşam zorluğu çekmez kolay kolay devlet buna izin vermez. Ancak şu anda bir ailenin yaşadığı bu sorun nasıl "Kader Mahkumu" olunuyor güzel bir kanıt değil mi? Bu ve benzeri belki binlerce olay var. Gerçekten suçsuz ama suçsuzluğunu kanıtlayamayan binlerce kişi.

Benim buradan yazmak istediğim bu ve benzeri kişiler için ne yapıyorsanız yapın devlet oluşunuzu, büyüklüğünüzü ve adaletinizi gösterin bu insanları anne veya babasından aile bireylerinden ayırmayın. Toplumu suça iten tek şey işlediği suç değil, ona ve ailesine verilen cezalardır aynı zamanda. 

Allah'a ısmarladık. 


Kaynak: Forum

HABERE YORUM YAZIN
Habere Ait Yorum Bulunmamaktadır....

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.