Fatih ARSLAN

TÜRKİYE'm..

Çok mu yorulduk? Çok mu bezdik? Tarih! Biz tarih yazanlar olduk, biz tarihe yönverenler olduk, biz dünyanın adalet sağlayıcısı olduk.. Aç kalmadık mı kaldık! Zor zamanlarımız olmadımı oldu! Zaferlerimiz, ya zaferlerimiz işte vatan için, inançlarımız için adalet ve insanlık için çok sabırlarımız ve daha çok zaferlerimiz oldu.. Ya şimdi dünyaya hükmederken haç ile hilalin savaşı hiç bitmediği ve bitmeyeceğini bildiğimiz halde türlü oyunlara gelmemizin sebebi yorulmak mı? Metre karesine altı bin merminin düştüğü o ecdadımızın şanlı mücadelesinden bize emanet edilen TÜRKİYE'm, masabaşı oyunlarına getirildiğimiz ülkem, oyunlarının bozulacağı her adıma, her köprüye, her teknolojiye, her değişime  HAYIR diye sesi çok çıkanların kendilerini ilgilendirmeyen bir mevzuya burun soktuklarının farkında değilmiyiz!

İki kişi konuşurken üçüncü kişiye söz düşmez diyoruz da! Sözüm ülkem vatandaşlarına değil, fikir farklılıkları birşeylerin iyileştirilmesi için en değerli harçtır fakat,

avrupa sane ne oluyor!

dünya sanene!

Yurtdışında, nerde yaşıyorsun diye sorduklarında "The Heart of the World" şeklinde cevap veriyordum.. 

Türkiye'nin dev projeler yapması, dünyanın kalbinin attığı bu topraklarda değerinin ne kadar önemli olduğunu onlarda biliyorlar, 2023 vizyonunu, hedefini çizmiş, 2071 ufuk çizgisine koşan yeni Türkiye, hilalin yükselişi elbetteki canlarını sıkıyor.. Tabiiki aslında düşmanda düşmanlığını yapacak ki bizlerde ne için savaştığımızı bileceğimiz, elimizdekilerin ve yaptıklarımızın değerini bir kez daha idrak edeceğiz.. Tarihin her karesinde, her saniyesinde bizden mutlaka bir iz vardır.

Ve o tarihin tekrar yazılmaya başlandığı, savaşların teknolojik güç gösterileri ile gerçekleştiği, bilginin yönetilebildği kadar sahip olunan güç dengeleri, Türkiye'nin oyun kurucu posizyonuna adım adım yükseldiğini görmek ne doğaldır ki canlarını sıkıyor. Eskiden saman altından su yürüterek Türkiye'de istedikleri dansı yapanlar artık kiminle dans ettiklerinin farkındalar ve alenen haykırmak, alenen itiraf etmek zorunda kalıyorlar!

EVET buda bizim doğru seçimi yapmamız için yeterli değil mi!

Bugün Gazi Mustafa Kemal'in, avrupa ve Türkiye düşmanlığı yapanlar ile aynı fikri savunarak HAYIR diyebileceğine ihtimal dahi vermiyorum. Ki şuan ilkelerinide yaşayamayan, yaşatamayan bir partinin onun hedef ve öngörülerine layık hareket etmediğine şahit oluyoruz. O yüzden vefa konusunda kimsenin elimize su dökemediği aşikar ülkemin güzel vatandaşları, yanlışlar içerisinde birinin mikrofon başında HAYIR diye seslenişine körü körüne vefa borcu deyip peşinden gitmenize gerek yok. "Size ölmeyi emrediyorum" diyen bir komutan, Avrupa ve dünya ne derse onu yapalım size HAYIR demeyi emrediyorum demeyeceğini de adımız gibi bilmiyor muyuz? O zaman nedir bizi yanlışa, yokuşa sürükleyen! Dünya'nın, liderliğinden titrediği Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan mı? Şahıslar herzaman değişkendir ama ülkem, vatan bizim için tek, Bayrağımız tek, TÜRKİYE'miz tektir.

Ayrıca EVET ile gerçekleşecek olan sadece bir sistem değişikliği değil, kendi kararlarımızı kendimizin verebilecenin de göstergesi, avrupa ve dünyaya bir daha Türkiye'nin işlerine burunlarını sokmamaları içinde bir OSMANLI tokadı olacaktır..

Atacağımız imza dünyaya bir cevap olacaktır! Tarihe bir mühür olacaktır.. 

Şehit ve şahit olduğumuz 2. İstiklal Harbi niteliğinde 15 Temmuz'un özgürlük, bağımsızlık ve demokrasi mutabakatı hükmünde referandumda tek millet için, tek bayrak için, Türkiye’m için imzamız EVET!

Bu arada medyanın ve anket şirketlerinin anketlerine pek tutarlı olmuyor, bağımsız yaptığımız bir ölçümde %5 yanılma payı ile referandumdan %72 EVET çıkacağınıda burada not etmiş olayım.